top of page
AİLELERİN ÖZEL ÇOCUĞA UYUM SÜRECİ

               Toplumun en küçük yapısıdır aile. Bu yapı, ne kadar sağlıklı ve güçlü olursa toplumun şekillenmesi de o denli güçlü olur. Aileler,  en temel nedenlerden biri olan varoluşunu sürdürebilmek adına çocuk sahibi olmak isterler. Yeni doğan bebeğimiz normal gelişim gösterebileceği gibi farklı gelişim özellikleri de gösterebilir. Bu nedenle özel çocuk nedir? Bu sorunun cevabını aramalıyız. Özel çocuk, en basit anlamda gelişim süreçlerinde akranlarına göre zihinsel, fiziksel ve davranışsal olarak anlamlı farklılık gösteren çocuktur. Peki, çocuğumuz özelse; Yapılan araştırmalara göre özel bir çocuğa sahip olan aileler 3 evreden oluşan bir süreç yaşamaktadırlar.

               Bu evrelerden birincisinde şok, reddetme ve depresyon aşamaları vardır. Şok, ailenin özel çocuğuyla karşılaştığında verdiği ilk tepkidir. Özel bir çocuğa hazır olmadıkları için duygu karmaşıklığı, çaresizlik gibi tepkilerin görüldüğü aşamadır. Reddetme, ailenin şok aşamasını geçtikten sonra içinde bulunduğu duygu durum karmaşası ile özel çocuğunu kabul etmemek hatta normal olduğuna dair belirtiler arama içerisindedir. Depresyon ise bu aşamada ebeveynlerin hayallerinin yıkıldığını, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşündükleri karamsar oldukları dönemdir.

              İkinci evrede, karmaşa, suçluluk ve kızgınlık aşamaları yer alır. Karmaşa, ailenin ne yapacağını, çocuğun geleceğini ya da gelişimini kestiremeyeceği dönemdir. Maddi, manevi, duygusal, psikolojik ve ruhsal etmenlerin birbiriyle çekişmesidir. Suçluluk, ailenin çocuğun özel durumundan kendilerini ya da birbirlerini suçladığı aşamadır. Kızgınlık ise,  ailelerin ‘Neden ben, neden benim çocuğum?’ gibi düşünceler ile boğuşurken bir yandan da özel durumun kaynağını doktor müdahalesinde, hemşire yönlendirmesinde aradığı aşamadır.

             Üçüncü evrede ise, pazarlık, kabul ve uyum aşamaları vardır. Pazarlık, suçluluk ve çaresizliğin ortak paydasıdır. Bu aşama da aile, çocuğunun özel durumunu ortadan kaldıracak umut arayışındadır. Bu umut, bir eğitimci, doktor olacağı gibi din adamları, hocalar da olabilmektedir. Kabul ve uyum, bu aşama, gelinmesi zor ama çocuğun üzerinde en olumlu tepkiyi bırakan aşamadır. Bu aşamada aileler, çocuğunun özel durumunu tanımaya, anlamaya ve çocuğun sınırlılıklarına çözüm bulma gibi daha da önemlisi çocuğu olduğu gibi kabul etme aşamasıdır.

Tüm bu süreçler sonunda aile olarak en başta özel çocuğu olduğu gibi kabul etmeliyiz.
Özel durumunu iyice araştırmalı, araştırma sırasında bilgi kirliliğinden uzak durmalıyız.
Her çocuğun biricik olduğunu unutmamalı, kesinlikle başka çocuklar ile kıyaslanmamalıyız.
Erken eğitime başlanmalı, eğitimi çok yönlü desteklenmeliyiz.
Çocuğun çevresindeki her bireyin,  çocuğun özel durumunun farkında olmalarını, ona göre tutum ve davranışlar sergilemelerini söylemeliyiz. Her şeyin başı sevgi diyerek, özel çocuğumuza sevgi dolu yaklaşmalı, sabırlı ve güler yüzlü olmalıyız.
Eğitim sürecinde okulu ve öğretmenleri ile iş birliği içinde olmalıyız.
Çocuğun düzeyine uygun yöntem, teknik ve materyaller seçilmelidir. Problem davranışlarda nasıl yaklaşılması gerektiğini öğrenmeli, gelişimine olumsuz etki edecek her türlü kısıtlamalardan uzak durmalıyız.
Çocuğun gelişim alanlarını başarıyla tamamlaması için desteklemeliyiz.
Ne olursa olsun umudumuzu, inancımızı kaybetmemeliyiz.

bottom of page